Pestil, K, Cl, SiO, Ca, P, Mg, S, Cu, Zn, CaO gibi mineraller bakımından oldukça zengin bir gıdadır. Pestilin içinde yer alan maddeler aynı zamanda yüksek derecede protein içermektedir. Ayrıca, suda eriyen (A, K, E ve D) vitaminleri ile B grubu vitaminleri de barındırır. Bu sebepten ötürü, beden dokusu ve hücrelerinin yenilenmesine, bedendeki su dengesinin korunmasına, enzim üretimine, hormon üretimine ve bağışıklık sisteminin güçlendirilmesine katkı sağlar.

Sucuk, kıyılarak içerisine çeşitli baharatlar eklenmiş olan etin, sığırın güneşte kurutulmuş ince bağırsağına doldurulmasıyla yapılan lezzetli bir yiyecektir. Dünyada uygulanan standartlarda sucuk, yarı kuru ya da kuru fermente bir sosistir. Laktik asit bakterileri tarafından olgun hale getirilen bir et ürünüdür. Sucuğun yapımında genellikle manda ve sığır etleri kullanılır. Bunlara isteğe bağlı olarak koyun eti de eklenebilir. Lezzet ve görünümün daha iyi hale gelmesi için kuyruk yağı da eklenebilir. Et ve kıyma, yalnız bırakıldığında hemen bozulabilecek besinlerdir. Bu durumu engellemek için kıyma bol miktarda baharatla karıştırılır, iyice temizlenip kurutulan bağırsaklara dikkatlice ve ağzı kapatılarak doldurulur. Burada amaç, etin havasız bir şekilde ve daha uzun süre taze kalmasını sağlamaktır. Basınç altında kalan kıyma bu biçimde sucuk haline gelir.

Pestil, içeriğinde selenyum minerali bulunan nadir gıdalardan biridir. Yapım aşamasında süt, bal, ceviz veya fındık, un ve dut kullanılarak yapılan pestil, selenyum minerali yönünden oldukça zengindir. Bu yönüyle kalp-damar hastalıkları, kanser, iktidarsızlık ve kansızlık problemi yaşayan bireylerin hemen her gün tüketmesi uzman hekimler tarafından tavsiye edilmektedir. Pestil, içerdiği demir minerali açısından da zengindir. Bu durumun sebebi, kullanılan ham maddeler arasında yer alan bal, fındık, dut veya cevizden kaynaklanmaktadır. Fındıkta yaklaşık %4,5 mg, cevizde %3,1 mg, dutta %1,57 mg ve balda %0,05 mg oranında bulunan demir, en ufak bir özellik kaybetmeden pestilin özüne karışmaktadır. Pestil, içerdiği magnezyum, kalsiyum ve fosfor mineralleri açısından da tüketilmesi gereken besinler arasında üst basamaklarda yer alır.

Soğuk kış aylarında, insanların havaların soğukluğundan dolayı bitkin hale geldiği dönemlerde, enerji, mineral, protein, vitamin ve karbonhidrat deposu olan sucuk, vücudun direnç kazanması ve bağışıklık sisteminin güçlenmesi için sıkça tüketilmesi gereken besinler arasında yer alır.

İşlenmiş et ve et ürünlerinde bulunan sodyum nitrit, zararlı bir içeriğe sahip olmasa da, protein yönünden zengin gıdalarda bulunan aminoasitlerle etkileşime girerek kansere sebep olabilir. Günlük tüketilen 50 gram sucuk, pankreas kanseri olma oranını yaklaşık %20 artırmaktadır. Toplumlarda yapılan araştırmalara göre, işlenmiş etin bağırsak kanseri olma ihtimalini artırdığı tespit edilmiştir. Dünya Kanser Araştırma Fonu, işlenmiş etlerin tüketilmesinin sağlıksız olduğunu ve bu tür etlerin kesinlikle tüketilmemesi gerektiğini belirtmektedir.

Yaklaşık 20 kg sucuk için ihtiyaç duyulacak malzemeler şunlardır:

• 20 kg manda veya sığır eti
• 2 kg koyun kuyruk yağı
• 140 gr kimyon
• 10 gr tarçın
• 10 gr zencefil
• 1 gr nitrat veya nitrit
• 10 gr yenibahar
• 200 gr sarımsak

Bu malzemeler, et ve yağ iyice kavrulduktan sonra karışıma eklenir ve tüm malzemeler iyice karıştırılarak yoğrulur. Yaklaşık 10-12 saat dinlendirilir. Sonra sığır veya manda eti ince bağırsaklara veya sentetik kılıfa doldurulur ve eşit mesafelerde iple sıkıca bağlanarak kurutulur. Sucuğa özgü tadı veren ana madde kimyondur. Ayrıca laktik asit de bu tatta etkilidir. Türkiye'de hazırlanan sucuklara laktik asit bakterileri kültürü bilinçli bir şekilde eklenmemektedir. Sucuk yapımında kullanılan ürünlerden veya havadan bu madde kendiliğinden bulaşmaktadır. Sucuğun genel anlamda bir formülü yoktur; tarifler bölgeden bölgeye değişiklik göstermektedir.